Manşet
Türkiye topraklarından çıkarılan 9 doğal mineral ve madenler.
Değerli Ülkemiz de bir çok doğal mineralli taş bulunmaktadır. Bu taşlar yarı değerli ve değerli olmak üzere pek çok çeşidi ile karşımıza çıkmaktadır. Hobi olarak başlanılan bu işten bir çok kişiye ekmek kapısı açılmış ve hatta zengin olanlar bile olmuştur.
Evet birlikte Türkiye de çıkarılan değerli taşları inceleyelim.
Bor 3A grubunda bulunan, atom numarası 5 olan yarı iletken kimyasal bir elementtir. Bitkilerin gelişiminde ve geniş endüstriyel uygulama alanı olan Bor katı halde ve yaygın olarak bulunan minerallerle birlikte bulunur, ancak nadiren de saf halde bulunabilir. Saf haliyle bor çok kırılgandır ve pratikte sadece diğer elementlerle birlikte bileşik halinde kullanılır. Bor ile aynı grupta olan diğer elementler; alüminyum (Al), galyum (Ga), indiyum (In), talyum (Tl) ve nihonyum’dur (Nh).
Bor un Özellikleri Nelerdir?
Saf kristal olan bor, siyah, parlak ve allotropik (yani elementin her biri kendi fiziksel ve kimyasal özelliklerine sahip, farklı formlarda var olabilir) bir yarı iletkendir. Yüksek sıcaklıklarda metal gibi elektrik iletir ve düşük sıcaklıklarda neredeyse bir yalıtkan gibi elektriği iletmez. Yüksek saflıkta bor, amorf koyu kahverengi ila siyah bir toz veya koyu, parlak ve kırılgan bir kristalli metal olarak bulunur. Yer kabuğunun ağırlığının yüzde 0.001’ini oluşturur. Bor, boraks (Na2[B4O5(OH)4]·8H2O), kernit Na2[B4O6(OH)2]·3H2O ve tinkalkonit (Na6B12O15(OH)12.8(H2O) hidratlanmış sodyum boratlar), özellikle Kaliforniya’nın kurak bölgelerinde yaygın olan başlıca ticari bor mineralleri ve kolemanit (CaB3O4(OH)3·H2O), uleksit (NaCaB5O9 .8H2O), turmalin gibi mineraller olarak bir araya gelir. Sassolit – doğal borik asit – özellikle İtalya’da ortaya çıkar.
Demir elementinin özellikleri şöyledir:
- Atom numarası (proton sayısı) 26'dır.
- Simgesi Fe şeklindedir.
- Ortalama atom ağırlığı 55,8'dir.
- Yoğunluğu 7,87 g/cm3'tür.
- Oda koşullarında katı haldedir.
- Erime noktası 1538 °C'dir.
- Kaynama noktası 2861 °C'dir.
- Yaygın izotopunun kütle numarası 56'dır
Demir periyodik tablonun sekizinci sütunundaki ilk elementtir. Geçiş metali olarak sınıflandırılmıştır. Demir atomları en fazla izotopda 26 elektron ve 30 nötron içeren 26 protona sahiptir. Evrendeki en bol altıncı elementtir.
Saf formunda demir oldukça yumuşak, grimsi bir metaldir. Çok reaktiftir ve kolayca paslanır. Güçlendirilebilir ve elektrik ile ısı konusunda iyi bir iletkendir.Demir elementlerin en doğal manyetiktir . Diğer doğal manyetik elementler kobalt ve nikeli içerir.Demir, karbon gibi diğer elementlerle alaşımlandığında önemli ölçüde daha zorlaşır.Demir dört allotropik formda bulunabilir. Normal sıcaklıklarda en kararlı demir biçimi, yaygın olarak ferrit olarak bilinen alfa demirdir.
TALK
Talk; Günlük hayatta birçok bakımlardan bize faydalı olan bir mineraldir. Doğal halde yassı, beyaz, ya da yeşilimsi tabakalar halinde, çok yumuşaktır; tırnakla kolayca kazınabilir. Ticari hayatta çok büyük bir kullanış alanı olan talk, fabrikalarda çeşitli maksatlar için işlendikten sonra piyasaya çıkarılır.
Çok yumuşak olması, öğütülerek çok ince tanecikler haline getirilebilmesi bakımından talk pudra yapımında geniş ölçüde kullanıldığı gibi kurşun kalemlerin, bazı çeşit sabunların yapımında da kullanılır. Talk ısı ve elektriği çok güç ilettiğinden, soba ve fırın kaplamalarında, elektrik araçlarında yalıtkan olarak da işe yarar.
Talk pudrası yaralara, pişiklere serpilir, özellikle küçük çocuklarda banyodan sonra ekilir. Bu işte kullanılan talk eczanelerde paketle satılır, delikli kutulara konularak serpilir. Hoş bir koku vermesi için içine kokulu maddeler de katılmıştır.
CİVA
Yeryüzünde bulunan civanın tamamına yakını parlak kırmızı renkli bir maden olan zincifreden elde edilir. Zincifre, yanardağların püskürdüğü lavların tortulaşması sonucu meydana gelmiştir.
Civanın Özellikleri: civa, oda sıcaklığında sıvı durumunda kalabilen tek madendir. Simgesi “Hg”dir. Rengi ise gümüşsü beyazdır.
Civa 39 derecede katılaşır ve 357 derecede kaynar. Normal sıcaklıkta buharlaşabilir, dumanları civa zehirlenmesi adı verilen zehirlenmeye sebep olur. Civa; soydun, potasyum, kalay, bakır, altın, gümüş gibi birçok madeni çözerek malgama adı verilen sıvı alaşımlar meydana getirir. Civa, demiri çözemediğinden demirden kaplar içerisinde saklanabilmektedir.
Civanın Kullanıldığı Yerler: civa, özellikle termometrelerde, barometrelerde, gaz ya da sıvıların basınçlarını ölçmeye yarayan manometrelerde, pompalarda, otomatik elektrik şalterlerinde kullanılır. Ayrıca altın, gümüş, platin gibi cevherleri filizlerinden ayırmada civadan yararlanılır. Civa bileşiklerinden elde edilen ürünler bugün tıpta ve tarımda önemli bir yer tutar.
KURŞUN
Yeryüzünde rastlanan elementler arasında 34.sırayı alan kurşunun, atom numarası 82, atom ağırlığı 207.21 dir. Doğada özgün kristal yapısına ender rastlanan kurşun kübik sistemde kristalleşir. Gri renkli olup, metalik parlaklığa sahiptir. Ergime noktası düşük (327 °C), kaynama noktası (1 atmosferde) 1525°C dır.
Kolay şekil alabilen ve yumuşak bir element olan kurşun, eski zamanlardan beridir bilinen madenler arasındadır. Mezopotamya ve İran gibi bölgelerde yapılan kazılar sonucunda, kurşun içeren eşyalar bulunmuştur. Türkiye’de ise Çatalhöyük bölgesinde kurşun parçaları ele geçirilmiştir.
Kurşunu her medeniyet farklı bir amaç için kullanmıştır. Eski Mısırlılar, kurşunu daha çok süs eşyası yapımında ve başka madenlerin sırlanmasında kullanırken, Romalılarda su taşıma tesisleri için kurşundan faydalanmışlardır. İlk Çağ'da savaş malzemesi için kurşun madeninden yararlanılırken, Orta Çağ'da, mimarlık alanında kullanılmıştır.
Eski çağlardan beri keşfedilmiş önemli madenlerden biri olan kurşunun günümüzde de kullanım alanı giderek çoğalmaktadır. Geçmişte ev yapımında dahi yararlanılan kurşundan şimdilerde daha az faydalanılmaktadır. Kurşun levha ve bloklar, ses ve titreşimin azaltılması için sıklıkla kullanılmaktadır. Dayanıklı kurşun borular ise endüstri alanının vazgeçilmez elementleri arasında yer almaktadır.
Hayvan ve insan sağlığına oldukça zararlı olmasına karşın, evrendeki yayılımı giderek artan kurşunun kullanım alanları sınırsız düzeydedir. Farklı elementlerle birleşme de uyumlu olması, farklı kurşun alaşımları pek çok konuda fayda sağlamaktadır. Atmosferdeki kurşun yoğunluğunun artmasında otomobil yakıtlarının büyük rolü bulunmaktadır. Bu durumun önüne geçmek için Avrupa ülkeleri yakıt tercihini kurşunsuz benzinden yana yapmaktadır.
BAKIR
Bakır insan hayatındaki en önemli metallerden bir tanesi olmuş ve halende en önemli metallerden bir tanesidir. Özellikle tarih öncesi çağlara ismini dahi vermiş bir metaldir.
Bakır çok yakın bir zamana kadar daha sık kullanılmakta idi özellikle mutfak malzemelerinin birçoğu bakır madeninden yapılmakta idi. Özellikle kalay ile iyi alaşıma girmesinden dolayı birçok toplumlarda en çok kullanılan metallerden bir tanesi olmuştur. Halen çoğumuzun evinde eski bakır kazanlar, leğenler, güğümler, taslar vb. eşyalar bulunmaktadır.
Ayrıca ülkemizin neredeyse bütün illerinde bakır işlemeciliği yapan ve bakır malzemeler satan bakırcılar çarşısı veya bakırcı dükkanları bulunmaktadır.
1B geçiş grubu elementi olan, periyodik cetvelde simgesi (Cu) olarak gösterilen kırmızı yada kahverengi görünümlü metale Bakır adı verilir. Kimyasal etkinliği düşüktür. Atom yarıçapının küçük olması ve çekirdeğinin aşırı yüklü olması buna neden olmaktadır. Bu durumu anlatabilmek açısından formüle edilmiş bir elektrokimyasal tepkimenin yükseltgenme – indirgenme potansiyelinin pozitif (+) değerli olması (0.34 V) konuya örnek olarak gösterilebilir.
Bakırın tepkimeye girebildiği başlıca asit çeşitleri vardır. Bilinen bu asitler dışında bakırın diğer maddelerle bir reaksiyona girmesi olanaksızdır. Tepkime oluşturulan asitler incelendiğinde bunlar yükseltgen özelliği olan ve kendisiyle çeşitli karışımlar oluşturabilen asitlerdir. Hidroklorik asit, Nitrik asit ve Yüksek sıcaklıktaki Sülfürik asit bahsi geçen asit çeşitleridir.
ALTIN
Altın, tarih boyunca en kıymetli metal olarak bilinir. Parlak sarı rengi, doğada saf olarak bulunabilmesi ve kolay işlenmesi gibi özellikleri ile yüzyıllardan beri insanları etkileyen bir metaldir. Yıllar geçse bile paslanmayan ve kararmayan özelliği insanları cezp etmiştir. Altının cazibesine kapılmayan medeniyet yok. Tarihi, M.Ö. 4000’li yıllara kadar uzanıyor. Düğünlerde hala en popüler takılar, altın takılardır. Geline hala “5’i bir yerde” takılır, kolları altın bileziklerle süslenir. Bazı düğünlerde çeyrek, yarım ve tam altınlar havada uçuşur. Kültür, sanat, spor ve bilim dünyasında dağıtılan birçok ödülün objeleri altın içerir. Kimyasal açıdan çok önemli tepkileri ve reaksiyonları yoktur; ancak maddi açıdan inanılmaz etkileri vardır. Her yaştan ve meslek grubundan insanların “istisnasız” tanıdığı altın aslında nedir?Altının kimyasal sembolü “Au”dur. Atom numarası 79, atom ağırlığı 197, yoğunluğu 19,3 gr/cm3’tür. Erime noktası 1064 derece, kaynama noktası 2856 derecedir. Enerji seviyesi başına elektronları “2, 8, 18, 32, 18, 1” şeklindedir. Atom yarıçapı 135 pm, kovalent yarıçapı 144 pm’dir. Kristal yapısı yüzey merkezli kübiktir.
Periyodik tabloda 11. Grup, 6. Periyot, D-Blok elementlerinden biridir. Geçiş metalleri element serisinde yer alır. Saf halde yumuşak, parlak, sarı renkli bir elementtir. Kolay işlenebilen ağır bir metaldir. Kolayca dövülebilir, haddelenebilir, kabartılabilir, oyulabilir, dökülebilir, kakılabilir. Metaller arasında en yumuşak ve kolay işlenebilen metal olarak bilinir. Gümüş ve bakırdan sonra elektrik iletkenliği en yüksek metaldir. Kolayca kimyasal tepkimeye girmez. Asitlere karşı dayanıklıdır, çok kararlıdır, havadan ve sudan etkilenmez, paslanmaz, kararmaz ve matlaşmaz. Sadece “kral suyu”nda çözülebilir. Bileşiklerinde +1 ve +3 değerliklidir. +3 değerlikli bileşikleri genellikle kararlıdır. Organik tuzları kararsızdır. Bütün bileşiklerden kolaylıkla metal formuna indirgenebilir.
Altın, doğada saf olarak bulunabilir. Doğada Au-197 (% 100) izotopundan oluşur. Ayrıca, atom kütle numaraları 169 ila 205 arasında değişen 36 yapay radyoaktif izotopu karakterize edilmiştir.
KÜKÜRT
Kükürt Minerali, vücut içerisinde solunum sisteminin yapısına katılır. Vücudun bütün sistemleri arasında dolaşmakta olan oksijenin dengesini sağlamakta görev alır ayrıca solunum sisteminin düzenli bir şekilde çalışıp çalışmadığını kontrol ederek vücudun düzenini sağlar. Karaciğerde de birtakım fonksiyonlara sahip olan kükürt minerali karaciğerin düzenli olarak çalışmasına yardımcı olur iken ayrıca safranın salgılamış olduğu safra sıvısının miktarınıda artırmaktadır. Vücutta yer alan b grubuna ait olan vitaminlerin tam ve etkili bir biçimde kullanılması için çalışır.
Kükürt minerali fazla alındığında ortaya çıkan belirtiler
- Baş ağrısı
- Mide bulantısı ve kusma
- Böbreklerin zarar görmesi
- Boğazda ve midede yanma
- Alerjik deri hastalıklarının meydana gelmesi
- Astım hastalarının olumsuz etkilenmesi
- Kükürt; endüstri, tarım ve tıp alanlarında yaygın kullanılan önemli bir elementtir. Eski çağlardan günümüze kadar gizemli bir madde olarak kabul edilmiş bir madde olan kükürt, toz ve sıvı olarak kullanılabilen yanıcı ve patlayıcı bir ametaldir. İnsan sağlığı için birçok faydası da bulunan kükürt, endüstride kullanılan önemli asitlerden biri olan sülfürik asidin de hammaddesidir.
Kimyasal Özellikleri
Sülfür, “S2-“ iyonuna verilen isimdir. Yani “-2” yükseltgenme seviyesindeki kükürt içeren bileşikler için kullanılır. Son derece bazik bir maddedir. Geçiş metallerinin katyonları, sulu çözeltilerde sülfür kaynakları ile tepkimeye girerek katı sülfürleri oluşturur. Metaller kükürt buharında yanarak sülfürleri meydana getirir. Bileşiklerde kullanılan elementlere göre metal, ametal ve organik olabilir.
ZIMPARA TAŞI
Sentetik aşındırıcıların devreye girmesi ile doğal zımparaya olan talep azalmıştır. Ancak aşındırıcıların pahalı olması, doğal zımparaya olan talebin bazı özel uygulama alanlarında halen devam etmesine neden olmaktadır. Bu alanlar ticari ve halka açık bina, anayol ve kaldırımların, aşınmaya dirençli kısımları kaymayan yüzeyleri olup yüksek alüminali çimento sanayidir.
Doğal zımparanın geleneksel olarak kullanılabildiği alanlar aşağıda verilmektedir;
A. İnşaat Sektöründe;
1. Ticari ve halka açık binalarda aşınmaya dirençli ve kaymaz yüzeylerde,
2. Anayol ve Kaldırımlarda,
B. Nakil Vasıtalarında;
1. Otomobil parçalarında ve aksesuarlarında,
2. Çiftlik makinelerinde ve donanımlarında,
C. Makinelerde (Elektrikli aletler hariç), optik alanda yüzeylerin parlatılması cilalanması için,
D. Ateş tuğlası yapımında.
Doğal zımparanın geleneksel olarak kullanılabildiği alanlar aşağıda verilmektedir;
A. İnşaat Sektöründe;
1. Ticari ve halka açık binalarda aşınmaya dirençli ve kaymaz yüzeylerde,
2. Anayol ve Kaldırımlarda,
B. Nakil Vasıtalarında;
1. Otomobil parçalarında ve aksesuarlarında,
2. Çiftlik makinelerinde ve donanımlarında,
C. Makinelerde (Elektrikli aletler hariç), optik alanda yüzeylerin parlatılması cilalanması için,
D. Ateş tuğlası yapımında.
Muğla nın yatağan ilçesin de bolca bulunan taştır. 1800 lü yılların sonunda bir İngiliz şirketi buradan (yatağan) zımpara taşlarını çıkarıp develerle, eşekler ile izmir limanına kadar götürüp ordan gemilerle İngiltere göndermeye başlamıştır. zamanla kıymetli bir maden haline gelen bu taş bölgenin geçim kaynağı haline gelmiştir. Japonların her şeyin yapayını yaparak orijinal olan ilgisini azaltmasına neden olan buluşları yüzünden bu zımpara taşının da forsu sönmüştür. günümüzde hala cıkarılmaya devam etmektedir, fakat eskisi gibi değerli değildir. ama yöre halkının cebine sıcak para girmesine neden olduğu için tek tük çıkarılmaya devam etmektedir.
şu bilgiyi vermekte de fayda var sanırım; zımpara taşı elmastan sonra en keskin kesici madendir.
şu bilgiyi vermekte de fayda var sanırım; zımpara taşı elmastan sonra en keskin kesici madendir.









Hiç yorum yok: